DİĞER
"Kendi içlerine doğru yol kat etmeye çabalayan saat ustaları, şoförler, otelciler... Ömer Kavur filmlerinin karakterleri mekânlara veya zamana asılı kalmış gibidir, söz konusu mekân ve zamanlara eğreti dururlar, yabancılaşmaları ve bu eğretilik karşılıklı çalışır. İçsel arayışları, mutsuzlukları, başka bir hayatın peşinde oluşları bitmez."
Georges Méliès'nin pek bilinmeyen Korkunç Türk Cellat filminde “Türk” kıyafetli bir cellat dev bir yatağanla yine aynı kıyafetli dört kişinin kafalarını kesiyor. Ama korkunç değil, komik bir hikâye anlatılıyor
Sinemamızda erkeğin çektiği azap ajitasyon ve akabinde verilecek cezayı meşru kılmak için kullanılabilirken, bu kullanım denklemden çıkarıldığında geriye çözümsüzlük ve çaresizlik hisleri kalıyor...
Macit Koper, Enis Batur, Sevgi Şen, Murat Narcı, Alper Beşe, Bilge Taş, Volkan Çağan, Erkan Irmak, Zeynep Uysal, Oğuz Demiralp, Jale Özata Dirlikyapan ve Mehmet Atılgan yazdı...
Anayurt Oteli’ni okuyup bitirenler Zebercet’tir. Başlayıp orasında burasında bırakanlar da Zebercet’tir. Hiç okumayanlar, Zebercet olduklarını bilmiyorlar daha...
Mehmet Atılgan: Beni daha o yaşta şehirde gezdirerek bende bir kent bilinci oluşturmaya çalışıyor gibiydi. Şehrin dokusu, kültür mirasıyla ilgili ufak tefek şeylere dikkatimi çekmeye çalışırdı...
Türkiye’nin ne Batılılaşmış ne de köylü kalmış kitlelerini temsil eden Zebercet, Türkiye’yi temsil eden Anayurt Oteli’nin içine kendisini kapatır ve yalnızlaşır. Bu bir kaçıştır...
Aylak Adam, Yusuf Atılgan’ın roman ve öykülerinin çekirdeğini oluşturacak, hattını belirleyecektir. Atılgan’ın roman tekniği, sevgilinin var olma ihtimali ile sevgiliye erişmenin imkânsızlığı arasında salınma hâlini öne çıkaracaktır
Zebercet’le anlatılan, dile gelen arasında bir çatlak vardır; sebep belirsizdir ve her zaman belirsiz kalacaktır. “Ne oldu” sorusu, burada da bir karşılık bulamayacaktır...
Zebercet’i modernist edebiyatın tanımlarıyla bağdaştırabiliriz ama geriye cevaplanması güç bir soru kalıyor: ülkenin içinde bulunduğu siyasî ve iktisadi koşulları düşündüğümüzde o tarihlerde neden böyle bir hikâyenin kaleme alındığı...
Anayurt Oteli, Türkiye sinemasının en tekinsiz ve karanlık filmlerinden biridir. Bu tekinsizliğe en büyük katkıyı başrol oyuncusu Macit Koper sağlar...
Pislik ve kir, Yusuf Atılgan’ın edebî formülünde vazgeçilmez bir yer işgal eder. Yazarın öykü ve romanlarındaki “gerçek kirlenme” çoğunlukla cinsellikle bağlantılıdır. Kirlenme ve pisliğe dair diğer imgeler, bu gerçekliğin metaforları gibidir
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık